Marsilya günlüğü




Bu seyahat, Pegasus hava yollarından 29 Aralık 2013-5 Ocak 2014 tarihleri için alınan Marsilya bileti ile başladı. Önce Özlem ve Poyraz, sonra annem ve kayın validem, en sonunda kız kardeşim Ayşe'nin eklenmesiyle 6 kişilik bir grup oluştu. Sabah İzmir ADB hava alanından İstanbul Sabiha Gökçen hava alanına uçtuk, oradan da 11:45'de Marsilya için havalandık.  



Marsilya Provence hava alanından şehre ulaşım 


Pegasus hava yollarının tarifeli uçuşu 3 saat sürdü ve Marsilya Provence Havaalanı'na indik. Mp2 terminalinden çıktıktan sonra sağ taraftaki mp1 terminal binasının önünde tren istasyonuna ücretsiz ring seferi yapan otobüs durağını keşfettik. Biraz daha ileride şehir merkezine giden otobüs durakları da var. Ancak merkeze giden en ucuz yol tren (Yetişkinler: 4.80€, gençler ve 65 yaş üstü: 3.70€). 10 dakikalık ring seferi ile Vitrolles tren istasyonuna ulaşıp oradan alınacak biletle kısa sürede merkeze varılabilir.


Vitrolles tren istasyonu


"İndi bindi'ye gerek yok, hava alanından otobüse binip direk merkeze giderim" diyorsanız, 15 dakikada bir kalkan otobüslerle tek gidiş: 8€, gidiş-dönüş: 13.20€ ödeyerek St. Charles Garı'na gidebilirsiniz. Anlaşılacağı gibi tren ve otobüsün son durakları aynı. 

Marsilya metro ve tramvay ağı

Buradan metro, otobüs veya tramvay bağlantısı ile şehirde istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Metro girişinde bulunan makinelerden nakit para veya kredi kartı ile çeşitli bilet seçeneklerinden size uygun olanı alabilirsiniz. 



Biz yanda görülen 10 binişlik biletlerden aldık ve böylece tek bilet alımına göre daha ekonomik oldu. Eğer "city pass" adı verilen pasolardan alırsanız şehir içi ulaşım bedava. 24, 48 veya 72 saat gibi geçerliliği olan bu pasolar ile ulaşımın yanında çeşitli aktiviteler ve müze girişleri de bedava veya indirimli. Fiyatları sırasıyla 24, 31 ve 39€. 



İlk gün yolda geçti desek yeridir. İkinci gün, Foçalıların Marsilya'yı kurmak için karaya çıktıkları yer olan Eski Liman (Vieux-Port) bölgesini keşfetmekle başladı. Deniz kenarı balık ve midye tezgahları ve çevresinde alışveriş yapanlarla doluydu. 

Vieux Port


Limanın kuzeyinde Le Panier adı verilen bölge şehrin eski yerleşim bölgesi. Dar sokak araları çeşitli sanatçıların atölyeleri ve küçük dükkanlar ile dolu. Bu bölge yürüyerek rahatlıkla dolaşılabilir. Ayrıca tren veya otobüs turları da mevcut. Dar sokaklar olmasa da Marsilya'nın bu eski yerleşim bölgesini tren veya otobüs turu şeklinde 8 ile 18 Euro arasında değişen fiyatlarla gezebilirsiniz. Yakındaki Cathedrale de la Nouvelle Major'un yanından Akdeniz Arkeoloji Müzesi ve Saint Jean Kalesi'ne geldik. Kaleden müzeye geçiş ve müzenin çevresini saran yapı ilginçti. Kaleden Vieux Port'a bakış da güzeldi. 


Akdeniz Arkeoloji Müzesi
Saint Jean kalesinden Vieux Port ve şehrin görünümü

Le Panier sanatçılarının eserleri


Üçüncü gün Marsilya'da haftanın belirli günleri farklı yerlerde kurulan pazarları gezmek istedik ve önce Place Jean Jaures'deki pazara yürüdük ama pişman olduk, çünkü ilgi çekici hiçbir şey bulunmayan pazar kalitesiz mallarla doluydu. Buradan Prado bulvarındaki pazara yürüyerek Castellane metro durağından başlayan pazarı dolaştık. Yarım günümüze mal olan pazar gezmesi ekipte tam bir hayal kırıklığı yarattı.



Prado pazarı


Prado bulvarından Notre Dame de la Garde tırmanışı oldukça zorluydu. Ama tepeden görülen manzara ve katedralin içinin güzelliği tırmanışa değdi.



Notre Dame de la Garde'dan şehrin görünüşü

Notre Dame de La Garde

  


Vieux Port çevresi cafeler ve restoranlarda çevrili durumda ve sanırım Marsilya'nın en turistik yeri de burası.

Buradan hem karada hem denizde çeşitli turlara katılınabilir veya sadece banklara oturup liman bölgesi seyredilebilir. 



Vieux Port gece de ayrı bir güzel. Yandaki fotoğrafta olduğu gibi konserler veriliyor veya denizde fışkırtılan sularla müzik eşliğinde gösteriler yapılıyor.







Dördüncü gün 2014'ün ilk günüydü ve Marsilya'nın 30 km kadar güneydoğusunda bulunan Cassis adlı kasabaya gittik. Cassis'e gitmek için belirli saatlerde Prado bulvarı üzerinden (Castellano metro durağına yakın) otobüs kalkıyor. Şoförden biletinizi alabilirsiniz. Hatta gidiş-dönüş bilet alırsanız daha da ucuza geliyor.

Cassis


Cassis,  güzel bir sahili, kumsalı ve 394 metre yükseklikte Cap Canaille adı verilen kayalıkları olan şirin bir balıkçı kasabası. 
    


Beşinci gün eski limanın güney tarafını dolaşmaya karar verdik. Kuzey ve güney kıyıları arasında çalışan küçük bir feribot ile başladı gezimiz. Kısa süren ama hoş bir şey oldu ve annemin çok hoşuna gitti. Ücretsiz olduğunu da öğrenince her gün mutlaka binmeye karar verdi!




Karşı kıyıda açık dükkanları da gezerek kıyı boyunca ilerledik ve sırasıyla Abbaye Saint Victor ve Fort St. Niccolas'ın yanından geçerek Palais de Pharo'ya geldik. Burası 3. Napolyon için yapılmış bir rezidans imiş. İşin ilginç tarafı, Napolyon burada hiç yaşamamış. Bulunduğu yer itibariyle, eski liman ve kaleyi gören güzel bir manzaraya sahip.


Palais de Pharo'dan St Jean kalesi ve müzenin görünümü




Altıncı gün Marsilya'nın 30 km kadar kuzeyinde bulunan Aix-en Provence'a gittik. St. Charles tren garında bulunan terminalden kalkan 50 numaralı otobüs ile yaklaşık yarım saatte Aix-en Provence'a varılabilir. 



Bileti otobüs şoföründen alabileceğiniz gibi durakların karşısındaki bürolardan yandaki gidiş dönüş indirimli bileti alabilirsiniz. 

Takriben yarım saat süren bir yolculuktan sonra Aix-en-Provence turist ofisinden gezilecek yerler hakkında bilgi alabilirsiniz. Ancak tam ofisin karşısında bulunan soykırım anıtı epey sinir bozucu. Büyük havuzun bulunduğu De Gaulle meydanından Cours Mirabeau caddesine doğru yürüyerek tura başlanabilir. Bu caddenin sonunda sağ taraftaki sokak aralarına girerek Granet müzesine ulaşabilir, Cezanne tablolarını görebilirsiniz. 

Aix en Provence



Caddenin sol tarafındaki bölge Aix'in daha eski zamanlarına ait. Küçük meydanlarında kurulan küçük pazarları, kafe ve dükkanları arasında hoşça vakit geçirilebilir. 


Yedinci gün:  Bugün artık şehirde son bir tur atıp birkaç hediyelik eşya alacağız. Geldiğimiz günden beri "santon" adı verilen küçük heykelciklerin peşindeyiz. Kilden yapılan bu heykeller hepimizin çok hoşuna gitti. Çeşitli boylarda olan heykellerin fiyatlandırması boylarına göre yapılmış ve hiç de ucuz değil.  






Santonların dışında adım başı rastlayacağınız diğer hediyelik ise Marsilya sabunları. O kadar çok çeşit ve boyutta sabun var ki insan şaşırıyor. 



Son gün gezdiğimiz son yer Borsa binasının içindeki sergi oldu. Fransız elçisinin Osmanlı veziri tarafından kabulünü tasvir eden 18.yüzyılda yapılmış bir resim oldukça ilgi çekiciydi. 



Reception par le grand vizir d'un ambassedeur de France a Constantinople



Marsilya'dan kareler:

Cathedrale de la Nouvelle Major

Marsilya sokakları

St. Charles Garı'ndan şehre iniş

Vieux Port'da bir balıkçı

Palais Longchamp

Faydalı linkler:

Marsilya turizm information
Marsilya metro, tramvay, otobüs hatları
Marsilya'dan tren bileti alımı
Vieux Port'dan kalkan vapurlar
HopOn turistik tur otobüsleri
Le Petit tren turu
Cassis web sitesi





Yorumlar

  1. Giray bey , gerçekten Marsilya'yı çok güzel betimlemişsiniz. Oldukça yararlı bilgiler edindim. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Krakow'un ejderhası

Krakow Wieliczka tuz madeni