Moselle vadisi


İstanbul-Lüksemburg seferlerinin başlamasından kısa bir süre sonra 28 Temmuz 2013'de THY ile Lüksemburg'a uçtuk. Yolculuk 2 buçuk saat sürdü. Uçuştan kısa bir süre önce internet aracılığıyla hayatımda ilk defa, hem de yurt dışında, bir araba kiraladık.  

Lüksemburg havaalanında kiralık arabalar park yeri

Lüksemburg'dan kiraladığımız araba ile yine internet aracılığı ile Almanya Osann'da bulduğumuz bir köy evinde kaldık. 



Osann epey eski bir yerleşim yeriymiş. Günümüzde, yakındaki diğer köy Monzel ile birleşerek Osann-Monzel adı ile anılmakta.

Osann'dan Monzel'in görünüşü

Osann-Monzel, Moselle vadisinde şarapçılıkla geçinen sayısız köyden biri. Moselle vadisi ise, aynı adı taşıyan  ırmağın çevresinde üzüm bağlarının arasına serpiştirilmiş sessiz, sakin ve tertemiz şirin köyler ve kasabaların bulunduğu bir bölge. Nehir, Almanya, Lüksemburg sınırı ve Fransa'dan geçtiği için vadi de bu üç ülkenin topraklarında yer alıyor. Burada en çok "üzümlerin kraliçesi" de denen "Riesling" adı verilen üzüm yetiştiriliyor ve bu üzümlerden beyaz şarap üretiliyor.  
   
Osann'dan Monzel'in görünüşü
Kaldığımız yerin yakınlarında, yine Moselle nehrinin iki yanında, iki ayrı köyün birleşerek  meydana getirdiği Bernkastel-Kues adında, kuruluşu çok eskilere dayanan küçük bir yerleşim yeri vardı. 

Köprünün iki yakası: Bernkastel ve Kues

Bernkastel-Kues meydanında St. Michaels çeşmesi 1606 yılında yapılmış

1416 yılından kalma "Spitzhausschen" 

Bernkastel-Kues sokakları

Moselle kıyısında bir başka durak Traben-Trarbach. Nehir tekneleriyle yapılan turlarda burası da güzel bir durak.

Traben-Trarbach köprüsü Moselle nehrinin iki yakasını birbirine bağlıyor

Nehir boyunca geniş yeşil alanlar bırakılmış. Karavanı olanlar için karavan parkları, bisikletçiler için bisiklet yolları ve rotaları, yürüyüş yolları, piknik ve oyun alanları insanların hoşça vakit geçirmeleri, sakin ve huzurlu bir tatil yapabilmeleri için biçilmiş kaftan.

Moselle nehri kıyısındaki yeşil alanlar


Nehirde ise farklı duraklar ve sürelerde gezinti tekneleri ile dolaşılabilir. Böylece nehir kenarındaki tüm turistik yerler görülebilir. Satın alınacak turun özelliğine göre fiyatlar 10€'dan başlıyor. Sürenin uzunluğu veya kısalığına bağlı olarak nehir kıyısında gidilecek yerler ve duraklar değişiyor.

Koblenz-Trier arası Moselle nehri kıyıları


Wittlich, Moselle nehrinden biraz uzakta bulunan bir kent. Wittlich'de sokak aralarında sevimli domuz heykelcikleri var. Asırlar önce kentin işgali ve yakılıp yıkılmasına dişi bir domuz sebep olmuş.Her sene Ağustos ayının 3. hafta sonu yapılan "Saubrennerkirmes" adı verilen bir festival ile bu olay anılıyormuş.  


Wittlich'de yollara taş döşeyen işçilerin ciddiyeti dikkatimi çekti. Onarım yaptıkları bölge ile sağlam bölge arasında hiç seviye farkı yok. Döşenen taşların arası dikkatlice temizleniyor, aralarına zift dökülüp kurutuluyor. Böylece yapılan iş evladiyelik oluyor. Aynı Türkiye'deki gibi! 

Üzüm bağları arasından Moselle nehrinin görünüşü

Tepelerden Kesten'e bakış
Klausen'de Warsteiner ile kısa bir mola




Osann'dan sonraki durağımız Köln yakınlarında Brühl adı verilen bir kent oldu. Brühl'e gitmemizin sebebi Phantasialand adlı eğlence parkı. Deep in Africa, Berlin, Meksika, China Town, Fantasy, Mystery gibi gün boyu vakit geçirilebilecek çeşitli temalar ve bu temalar ile ilgili aktiviteler var.

Günlük giriş bileti


Benim en çok hoşuma giden aktivite "Colorado Adventure" oldu. Poyraz ile beraber 3 kez bindik. 

Colorado adventure

Ama adını bir yılandan alan "Black Mamba" adlı bir roller coaster var ki, izlemesi bile bana ürkütücü geldi. 

Brühl'de bir gece kaldıktan sonra yine güneye yöneldik ve Trier'e geldik. Lüksemburg sınırına en yakın ve büyük bir yerleşim yeri olan Trier'in tarihi çok eskilere dayanıyor. Romalılar zamanından kalma Roma hamamları veya Porta Nigra adı verilen kapı bugün önemli turistik çekim merkezleri.


Porta Nigra ve Trier turizm information



Trier meydanı

Trier'den daha güneye, nehir kenarını takip ederek Fransa'ya doğru indik. Karşımıza Sierck-Les-Bains adlı şirin bir köy çıktı. Köyde mola verip gezinirken o akşam bir panayır olduğunu öğrenince orada kalmaya karar verdik.  

Sierck-Les-Bains turizm information ve kalesi


Panayır "Nocturnes du Terroir"
Ateşte bizon çevirme
Gündüz çok sakin olan köy akşam saatleri yaklaştıkça kalabalıklaşmaya başladı. çevre köylerden gelen üreticiler tezgahlarını kurdu ve peynirden ekmeğe, zeytin yağından sabuna, sosisten şaraba birçok şeyi satışa sundular. 



Bir yandan da gündüzden yakılan ateşte bir bizon çevrilirken, mangallarda sosisler, etler kızartılıp satılmaya başladı. Hatta mücver bile vardı! 


İnsanlar bir yandan alışveriş yaparken bir yandan da tezgahlar arasına kurulan masalara yerleşip yemeklerini yeyip, içkilerini yudumladılar. Ortam çok güzeldi.






Moselle kıyısındaki Sierck-Les-Bains'de güneş batarken

Ertesi sabah köyden ayrılırken ortada dün geceden hiç bir iz kalmamıştı. Tüm tezgahlar, tenteler kaldırılmış ve ortalık temizlenmişti.  


Lüksemburg yolunda tarlalar arasından geçerek Rodemack köyüne geldik.   





Rodemack, orta çağlardan kalan bir kalesi ve şirin evleri ile oldukça güzel bir köy.


Rodemack evleri

Son durak Lüksemburg oldu. Şehrin merkezi kısa sürede dolaşılabilecek büyüklükte. Burada da Trier'de gördüğümüz fil heykellerinden vardı. Bu heykeller, Temmuz-Ekim 2013 tarihleri arasında bu iki şehrin sokaklarında teşhir edilerek tehlike altında bulunan Asya fillerine dikkat çekmek, heykellerin satışından elde edilecek gelir ile fillerin korunmasına yardım etmek amacıyla yapılmışlar. Satıştan elde edilecek gelir ayrıca iki şehirdeki yardım kuruluşlarına da katkı sağlayacakmış. 

Lüksemburg'un simgesi sayılabilecek Adolphe köprüsü

Place d'Armes'da belediye binası

Lüksemburg'da Elephant Parade


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Krakow'un ejderhası

Marsilya günlüğü

Krakow Wieliczka tuz madeni